Ey göğsümde Han-Oğuzdan tuğra,
Ey ezan ve kametin eşsiz çocuğu
Rüyalar gör, boğumlarında dokuz tekbir düğüm.
Dokuz kiriş ger, dokuz ok at, dokuz ayrı yaydan.
Umut devşir peygamberin böldüğü aydan.
Öfkeni düşmana kus, dostuna muştular sun.
Dokuz şafakta dokuz kabir müjden olsun.
Yürü müjdene şahadet çiçekleri dererken;
Ölüm vaktinde güzeldir, ne geç ne erken!
Kır zincirini artık, Roma seni beklemekte,
Tuna boylarında geyikler suya inmiş.
Tara kır atın yelesini, nalla toynaklarını.
Korkma havada uçan demir kuşlardan,
Ebabil de sorumlu değildi yağan taşlardan.
Ey tevhidin emzirdiği asil yiğit yürü;
Ufka bak, şafak der; tepinsin it, yürü!
Müjdeler salınacak mazlumlara sen giderken;
Unutma ölüm vaktinde güzeldir, ne geç ne erken!
Uzan, Ötüken kırlarında soluklan.
Medine’de rükûa var, Kâbe’de secdeye.
Helallik al anandan, babandan, evdeşinden
Sadağını hazırla, hançerini bile, kılıcını kuşan
Ok mermiden güçlüdür gerçekten inanırsan!
Kırk yiğit al yanına-kırk şehit- kırk Kayı soylu;
Kürşat bilekli, Yavuz bakışlı, Yunus huylu
Güler onlar ölüme, şahadet şerbeti içerken
Bilirler ki ölüm vaktinde güzeldir, ne geç ne erken!