Dinleyin
Hiç kimseye hiçbir şey söylüyorum
Her şey hiçliğin varlığına gebe
Hiçlik giyerken varlığın içliğini
Ben gerçeği çırılçıplak soyuyorum
Alın işte, aynası hakikatin
Bazenler aslalarla oynaşta
Bakir toprak volta atar gözü taşta
Az tebessüm görse nice ovalar doğuracak
Belki kesin bir şey söylerim kulağına muhakkak
Kurbağa diliyle susarak vak vak
Bayağı bir rüyanın peşinde değilim
Dahası olmayan henüzlere müptela
Gayet kararlıyım tutsa da beni bir bela
En az bir leş alırım yanıma asla yalnız gitmem
Hemen hemen günaha yakın gülücüklerim varsa da
Öpmedim hiç kimseyi bundan sonra da öpmem
Önce çözerim sandım sonrayı
Bir Arap atından nasıl çıkar İngiliz tayı
Eh işte ağırlığında açıklamalarla sustum
Bütün başka ihtimalleri sözlüğe kustum
Ara sıra inerim bir dere kenarına
Belki bir deniz kıyısına
Taş atmak için suya
Belki şiir bile yazarım kelimeler yatmamışsa pusuya