Şarabın muzaffer olduğu bir çağda
Kesif tütün kokusu idam edildiyse bana ne
Toprağı iğdiş eden taşın sertliği
Suya vuran kirecin acılığı
Kolay geçmez bilirim
İki gezegenin arasına sıkışmış bir ahtapotun kolları
Kapatıyorsa güneşi
Üzülme!
Şarap tadında saltanat kuranlar haklıdır kardeşim
Beni kemiğe üflenen sıcaklıkla oyalamayın
Kevgire dönmüş hislerle
Kurşun gibi ağırken kaldırımlarda adımlar
Taşın böğrüne basan topuk
Delerken umutlarımızı acı acı
Bana elenmiş bakışlarla gelmeyin
Dondurulmuş kışlarla hiç
Bana sancı getirin
Geceyi inim inim inletecek sancılar
Toprağa çelik kıvamı verecek iniltiler
Keyfin şuh kahkahaları delerken
Matemin kara perdesini
Oyalamayın beni
Bana aşındıracak kıyılar getirin
Asırlık dalgalardan yıpranmamış kıyılar