Ayasofya'nın Gözyaşları romanımdan bir alıntı.
Payitahtının esaret altında inlediği günlerden bir gündü.Bulutlar bütün kasveti ile şehrin üstüne çökmüştü. Faytonların ağıtları kaldırımları inletiyor, acı at kişnemeleri ağıtlara
karışıyordu. Şehir asırlardır Hilal’e burçluk yaptıktan sonraşimdilerde Salip’in çizmesi altında eziliyor olmanın hüznü içindeydi. Gülhane Parkı’ndan yola çıkıp Alemdar Mustafa Paşa’nın kabrini geride bırakarak Alemdar Caddesi’nden yukarıya
doğru sert ve hızlı adımlarla yürüyen bir Fransız taburu, At Meydanı’na varınca Ayasofya Camii’nin avlusuna açılan kapıya doğru yöneldi. Kapının önüne gelince sert bir emirle durdu. Fransız Komutan kararlı bir ses tonule kapıda nöbet tutan askere seslendi:
......
Ayasofya'nın Gözyaşları